14 Ağustos 2018 Salı

Ranma ½ (1989)


 
Animenin Adı :Ranma_½ 
Yayın Tarihi: 1989-2008
Bölüm Sayısı: 166 (7 Sezon) (1989-2002)
Oav Bölüm: 6+6
Özel Bölüm: 2+3+1
Sinema : 3 Tane
 

Nedendir bilmem izlediğim dönem oldukça sevdiğim (Ancak bölümler ilerledikçe aynı şekilde hissetmediğim) bu seriye dair kaliteli bir versiyonunu  nette tesadüfen bulana dek burada bir şeyler yazmak aklıma gelmemiş. Rumiko Takahashi'nin aynı adlı mangasından uyarlanan hikaye 7 sezonla göz dolduruyor. Ayrıca Oav ve sinemaları da var. Manga ve anime yayınlandığı dönem geniş bir izleyici ve okuyucu kitlesi edinmiş.


Konu iki aile etrafında şekillenmeye başlıyor. İlki Tendo ailesi. Tendo Akane babasının dövüş okulunu miras almaya kararlı dövüş sanatlarıyla ilgilenen erkek gibi bir kızdır. Ancak, babası mirasını bir erkeğin alması gerektiğine inanmaktadır. Zaten bu kişiyi de çoktan seçmiştir: Akane'nin müstakbel eşi Sautome Ranma. Aile kararı ile olası bir evliliğe evet demeyecek kadar çetin ceviz olan kızımız her daim Ranma'ya kök söktürür. Akane'nin annesinden kalma kolyesi bu işin anahtarıdır.

Sautome Ranma aile arası kararlaştırılan evlilik hakkında ne düşündüğü gizemini korurken babası ile olağan dövüş sanatları eğitimi için diyar diyar gezmektedir. Kazara düştüğü pınar onun kıza dönüşmesine neden olur. Bu durumun her suya dönüştüğünde tekrarladığını fark edince çaresiz kendisini normal bir adama dönüştürecek "saklı pınarı" aramaya koyulur.
 
 
Editör Yorumu:

Hikaye görüldüğü üzere çok uzun ve ne yazık ki manga artisti tarafından nedendir bilmiyorum ama tam bir sonuç olmadan yarım bırakılmış. Yani 38 Cilt yazıp (1987-1996) adamakıllı bir son hazırlamamak nedir? Klişe olmasın mı demiş? Kusura bakmasın!!! Hangi akılla bu yönde bir iş yapmış anlayabilmiş de değilim. Halbuki özellikle gerek manga gerekse anime yapıldığı dönem zevkle takip edilmekteydi. Kendisi bir diğer sevdiğim yapım İnuyasha'nın da yazarıdır. Zaten dikkat edilirse tarz olarak anımsatır.
 
Ranma_½ bana göre "beğenilince" suyu çıkarılan türe iyi bir örnektir. Konu ortaya çıkan bir sürü tuhaf ve sinir bozucu karakter arasında boğucu ve sıkıcı bir hale geldi. Bölümler ilerledikçe bir şekilde beni saramadı nedense. Şimdiye kadar kaç kez sonuna kadar izlemeyi denediysem de başarılı olamadım. (ki izlediğim şeyleri yarım bırakmam, sevmem de.)  


Editörden Ek Bilgi: 
 
Açılış Şarkıları:


#1: "じゃじゃ馬にさせないで" (Jaja Uma ni Sasenai de) by Etsuko Nishio (eps 1-18)
#2: "Little Date" (リトル★デイト) by Ribbon (eps 25-31)
#3: "思い出がいっぱい (Omoide ga Ippai)" by CoCo (eps 42-63)
#4: "絶対! Part 2 (Zettai! Part 2)" by Yoshie Hayasaka (eps 64-87)
#5: "地球オーケストラ (Chikyū Orchestra)" by KUSUKUSU (eps 88-117)
#6: "もう泣かないで (Mō Nakanaide)" by Azusa Senou (eps 118-135)
#7: "ラヴ・シーカー CAN'T STOP IT (Love Seeker CAN'T STOP IT)" by VisioN (eps 136-161)
 
 
Kapanış Şarkıları:
 
#1: "プラトニックつらぬいて (Platonic Tsuranuite)" by Kaori Sakagami (eps 1-13)
#2: "EQUAL ロマンス (Equal Romance)" by CoCo (eps 14-18)
#3: "ド・ン・マ・イ来々少年〜Don't mind lay-lay Boy〜" by Etsuko Nishio (eps 19-30)
#4: "乱馬ダ☆RANMA (Lambada☆RANMA)" by The Ranma 1/2 Operatic Troupe (eps 42-56)
#5: "プレゼント (Present)" by Tokyo Shounen (eps 57-72)
#6: "フレンズ (Friends)" by YAWMIN (eps 73-87)
#7: "ひなげし(Hinageshi)" by Michiyo Nakajima (eps 88-117)
#8: "POSITIVE" by Miho Morikawa (eps 118-135)
#9: "虹と太陽の丘 (Niji to Taiyō no Oka)" by Piyo Piyo (eps 136-161) 
 
 
Insert song:

"Little☆Date" (リトル☆デイト) by Megumi Hayashibara & Noriko Hidaka & Rei Sakuma (ep 43)

Kaynak:Tıklayınız
 
 

5 Temmuz 2018 Perşembe

Slam Dunk (1993)

Bu seriyi Show Tv'de izleyen nesilden biri olarak geriye dönüp bakınca ne çok zaman geçmiş diyor musunuz siz de? Gerçekten inanılmaz.  Yayını sanırım 1  sezonla ile sınırlı kalan ve o zamana değin ekranda Aoiki Densetsu Shoot, Ahita e Frikik,Goal hariç futbol türü dışı Koş Hanny sonrası denk geldiğim ikinci animedir. Hikaye uzun bölümlü maçlar yüzünden bazen içinizi bayabilir. Karakterlere dair hikayeler iğnenin deliğinden geçirircesine sunulur. Ama hatırladığımda bugün bile yüzümde bir gülümseme oluşturur.  Eh orijinali 101 bölüm ve 4 sinemadan oluşuyorken sanırım bu uzunlukta bir yapımın tamamını verebilmek her zamanki gibi TRT dışındaki diğer kanalların harcı değildi. O zamanlar ki TRT'den bahsediyorum elbette şimdikinden değil.


70'lerin punk tipleri arasından fırlamış kızıl saçlı Hanamichi Sakuragi tanıştığı ya da vurulduğu hiçbir kızdan aşkına karşılık bulamayan, tam bir kaybeden adamıdır. Buna rağmen liseli ergen adamımız çok çabuk bir başka aşka da yelken açabilmektedir. Günün birinde uzun boyu dolayısıyla basket oynayabileceğini söyleyen Haruka isimli kıza da anında tutulur. Onun beğenisini kazanabilmek adına okulun basket takımı Shoku'ya girmeye karar verir. bu işi öğrenmeye soyunduğunda işler beklediği gibi gitmez.. Ayrıca sakarlığı ve beceriksizliği ile tam bir ümitsiz vakadır. Öte yandan hoşlandığı kız da dahil okuldaki her hatun Kaede Rukawa adlı yıldız oyuncunun adını haykırırken kıskançlık alevleri saçması durumunu değiştirmez. Elbette gün be gün her biri ayrı bir tel olan ekibin bir parçası olur. Takımdaki bu bir grup genç adam için dostluk sadakat ve arkadaşlık kavramlar daha büyük ve değerli bir anlama bürünür. (Karakterlerin Chibi halleri de çok sevimli öyle değil mi?)



Hikaye bu denli uzun işlenmesine karşın tam bir son sunarak bizi mutlu etmiyor ne yazık ki. Bu yüzden manga çizerine de gıcık oldum doğrusu. Bir iş yapıyorsanız ve böylesine uzunken hikayeniz adam akıllı sonuç vermelisiniz. Takipçilerinize saygısızlık olmuyor mu bu biraz?



27 Ocak 2018 Cumartesi

Little Princess Sara (1985)

 

 
7 yaşındaki Sara Creve'ın hikayesi, 1. Dünya Savaşı'na katılmak üzere kendisini zengin aile çocuklarının devam ettiği yatılı okuluna bırakan maden sahibi varlıklı babasından ayrılmasıyla başlar. Londra'daki kabul edildiği bu okul genç hanımefendiler yetiştirmektedir. Ancak orduya katıldıktan bir süre sonra tam da Sara'nın doğum gününde babasının öldüğü haberi ulaşır. Paragöz okul müdiresi Bayan Minchin, taksitleri ödenmediği bahanesiyle Sara'nın okulda derslere girmesine izin vermez ve borcunun karşılığı olarak onu hizmetçi olarak çalışmaya zorlar. Başından beri kendisini kıskanan Kötü kalpli ve kıskanç tavırlar sergileyen Lavinia ona sürekli sorun çıkarır. Hayatı peri masalından kibritçi kız hikayesine dönüşen Sarah için yoksul hayata alışmak başlangıçta hiç de kolay olmaz. Ancak iyi kalpli ve sevecendir. Babasının döneceğine dair her zaman içinde taşıdığı umut zorluklara da göğüs germesini sağlar.

Çocukken okuduğum Kemalattin Tuğcu kitaplarından mıdır neden bu tür yapımları zevkle izlerdim. Sonraları bir çoğunun kitapları olduğunu öğrendiğimde sevindiğimi hatırlıyorum. O zamanlar şimdiki gibi gibi kitaplar kırpılıp kuş haline getirilerek yayınlanmıyordu. Orijinal hali ne uzunlukta ise okuyabiliyordunuz. Şimdi çocuklar okusun diye basılan kitaplar da kitap olmaktan çıkıyor. Bu yüzden halen arada sahaf gezip eski basımları bulurum umuduyla rafları tararım

 

Notlar:

- TRT'nin tatil ekranı kuşağında yayınlanan serinin aynı zamanda 1936 tarihli ve küçük oyuncusu Sherly Temple'ın yer aldığı bir sinema filmi de vardır. 1995'te bir kez daha beyaz perdeye aktarılmıştır. Yazarı; Frances Hodgson Burnett olan Sara'nın hikayesi ilk kez St. Nicholas Magazine'nde 1888'de yayınlanmıştır. Yazarın bilinen diğer eseleri yine bir anime uyarlaması Little Lord Fauntleroy (Küçük Lord)  ve Secrer Garden (Gizli Bahçe)'dir

- A Little Princess Sara, "World Masterpiece Theater"ın bir parçasıdır.

Saiunkoku Monogatari (2006)



Saiunkoku Monogatari yayınlandığı dönemde keyifle izlediğim bir yapımdı. Hatta en sevdiğim listesinde üst sıralara koymuştum. Ancak ikinci sezonu beklerken seriden bir şekilde soğuyuverdim. Ana karakterin bıcır bıcır konuşan gürültücü ve çocuksu dublajına dayanmak bir diğer katlanılmaz şeydi benim için. Sadece Seiran'ın geçmişindeki gizem nasıl çözülecek ve esas kız kime kalacak diye merakımdan animenin peşine düştüm ve yeniden izledim. Ancak ilki kadar zevk aldığımı söylemem zor.


Saiun İmparatorluğu'nda geçen hikayede; Kou Shuurei, asil bir aileye mensup bir kızdır. Ancak babasının kazancı oldukça azdır ve bu yüzden Shuurei, evin ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli yerlerde çalışmaktadır. Ona, evin bakımında ayrıca Seiran da yardım etmektedir. Birgün, İmparatorun danışmanlarından biri Shuurei'nin evine, bir teklifle gelir. Yapacağı işin karşılığında 500 altın alacağını duyunca Shuurei hiç düşünmeden kabul eder. Teklife göre; Shuurei, İmparatorun karısı olacaktır ve İmparatoru, ülkeyi iyi yönetmesi için eğitecekdir. Seiran da, Shuurei ile birlikte askeriyeye katılır. İmparator, ülke işlerine hiç karışmamaktadır. Danışmaları bile onu, çoğu kez bulmakta zorlanmaktadır. Hele ki bir de İmparator'un gay olduğuna dair bir söylenti vardır ki bu Shuurei'nin içini rahatlatan tek şeydir. Çünkü; İmparator gay olduğu için kendisine dokunmayacaktır. 

Not: Tanıtım alıntıdır.